5 Temmuz 2018 Perşembe

Cennet Başka Yerde, Llosa - Kitap Yorumu


"Öyle ya! Dualarla, vaazlarla, olmadı zor kullanarak, itaati öğrensinler diye çocukluktan ihtiyarlığa yoksulları kıstırılmış halde tutmak için rahibeler ve askerler el ele, kol kolaydı."


Mario Vargas Llosa’nın kitaplarını çeviren tek yayınevi Can Yayınları’ndan okudum. Saliha Nilüfer’in çevirisi başarılı. Kapağına Paul Gauguin’in tablosunu koymaları ekstra güzel olmuş. Kitaba gelirsek;

Açıkçası, kitabı satın almadan önce ne Paul Gauguin’i ne de Flora Tristán’ı tanıyordum. Cahilliğime verin. Kitabın bir çifte biyografi olduğunu öğrendiğimde çok meraklandım, sonuçta elimde 19. yüzyılın en önemli ressamlarından biriyle en önemli feministlerinden birinin hayatı vardı. Biyografi derken, şunu belirtmeliyim, kitapta kurgu olan kısımlar da var. Çünkü kitap sade bir biyografi gibi yalnızca olayları aktarmıyor; kitabın bir anlatıcısı var. Bu anlatıcı ikinci tekil şahısı kullanarak Gauguin ve Tristan’a dostça sesleniyor ve hislerine eşlik ediyor. Yani, mesela Gauguin bir gece vakti evden ayrıldıktan sonra Van Gogh’un bu durumu kabullenemeyip kulağını kesmesi doğru olsa da, kitapta geçen Gauguin’in evden ayrıldığında düşündükleri ve söylediklerinin birebir doğru olduğunu beklemek abes olur. Bu durumu eleştiren de var öven de. Ben biyografi okumak için almadığımdan kitabı, benim için bir problem yoktu. Fakat ısrarla Gauguin veya Tristan’ın biyografisini okumak istiyorsanız, bazı kısımlarda kendinizi “Burası gerçek mi? Değil mi?” diye sorarken bulabilirsiniz.

Gauguin, Van Gogh’un yakın arkadaşlarından biri. Van Gogh’un her zaman yapmak istediği fakat ruhsal sorunları nedeniyle yapamadığı, ‘medeniyetten uzaklara yerleşip sınırsız dünyanın tadını çıkarmak’ eylemini gerçekleştiren kişi Gauguin. Medeni denen Avrupa geleneklerinin, aile ve cinsellik anlayışının, kuvvetli insan ilişkilerinin kendi sanatını baltaladığını düşünen Gauguin cennet olduğunu düşündüğü Polinezya’nın Tahiti kentine yerleşiyor her şeyini geride bırakarak. Sınırsız bir cinselliğin yaratıcılığı arttırdığı düşüncesiyle yaş sınırı dahi göz etmeden kadınlarla yatıyor. (rahatsız edici kısımları var – tablolarında da var rahatsız edici kısımlar)

Diğer taraftan Gauguin’in anneannesi Flora Tristan’ın ölmeden önceki son yılında yaptığı Avrupa (Fransa) seyahatlerini okuyoruz. Kapitalizmin merkezinde işçileri örgütlemeye çalışınca tabi başına şaşırtmayan olaylar geliyor, güzel bir kadın olması da cabası. Cinsellik Tristan’a göre tam tersi, erkeklerin içlerindeki vahşiliği ortaya çıkarmak için kullandıkları bir araç. Kitabın en dikkat çekici kısmı da bu zaten, sırasıyla cinsellik hakkında birbirine zıt iki görüşte insanları hayatlarını ve ikisinin de yeryüzündeki cenneti bulmaya çalışmasını okumak. Tabii kitabın içindeki karamsarlığı anlamak için adını bir kez okumak yetiyor. Siz de okurken durup durup düşünüyorsunuz: Sahi, nerede bu cennet?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder