"Eğer siz ben idiyseniz 1918'de kendisinin de Borges olduğunu söyleyen yaşlı bir beyefendi ile karşılaşmanızı unutmuş olmanız nasıl açıklanabilir?"
İletişim’in mükemmel Klasikler serisinden (6. Baskı) okudum.
Ne yalan söyleyeyim, böyle güzel basımlar olunca insanın daha bir okuyası
geliyor. Yalnız Yıldız Ersoy Canpolat çeviride muazzam bir iş çıkarmış
diyemeyeceğim. Kitabın anlamakta güçlük çektiğim paragrafları sanki çeviriden
kaynaklıymış gibi geldi, ne kadar garip çevirmiş dediğim kısımlar oldu. Borges’in
garip cümlelerinden de olabilir ama, yalnızca not olarak ekleyim dedim. Kitaba
gelirsek;
Arka kapağında yazan “fantastik edebiyatla harmanladığı öykü
kitabı” diye geçiyor, ben de bu öyküleri fantastik öyküler sanıyordum. Fantastik
ögeler var, ama fantastik öyküler değil bunlar. Ön kapağındaki güzel resim de
bu yanılgıya düşmemi sağladı. Bu kitap aslında bir büyülü gerçekçilik kitabı.
Bitmeyen kitaplar, kişinin genç haliyle diyaloğu, canavarlar yalnızca gerçek dünyayı
yansıtmak için var, yani kulağa zıt gelse de sıradanı sergilemek için kullanılmış
büyülü bir dil.
İlk okuduğum Borges kitabıydı ve bunun kurbanı olduğumu
düşünüyorum. Hikayelerin ne demek istediğini az çok anladığımı düşünüyorum,
gerçekten beğendiğim hikayeler vardı. Öteki, Kongre, Armağanlar Gecesi, Yorgun
Bir Adamın Düşülkesi, There Are More Things öyküleri nispeten anlatmak
istediğini direkt anlattığı hikayelerdi ve bu sebeple en beğendiklerim (en iyi
anladığım için) oldu. Fakat diğer öyküleri beğenmedim desem haksızlık
yapacağımı düşünüyorum. Çünkü, bu his her kitapta gelmez bana, diğer öyküler
ağırlık sahibi öykülerdi. Borges’in demek istediğinin çok azını anlayabildim o
öykülerde, mesela Undr, Ayna ve Maske öyküleri. Yalnızca çok iyi olduğunu
düşündüğüm birkaç öyküyü not edip daha sonra tekrar okuyacağım.
Bir de şunu eklemek istiyorum. Öyküleri bir anlatıcı
eşliğinde anlatması güzel bir şey, birinde “Elyazmasını şurada buldum böyle
diyor”, “Hikayemiz aslında şurada başladı” benzeri cümleler var öykülerin
başında. Fakat istisnasız her öyküde bunu denemesi bir noktadan sonra tekrar hissi
yaratmadı değil.
Harika bir öykü kitabıydı diyemesem de şunu demek istiyorum:
Bu kitaba saygı duydum.