16 Temmuz 2018 Pazartesi

Kum Kitabı, Borges - Kitap Yorumu


"Eğer siz ben idiyseniz 1918'de kendisinin de Borges olduğunu söyleyen yaşlı bir beyefendi ile karşılaşmanızı unutmuş olmanız nasıl açıklanabilir?"


İletişim’in mükemmel Klasikler serisinden (6. Baskı) okudum. Ne yalan söyleyeyim, böyle güzel basımlar olunca insanın daha bir okuyası geliyor. Yalnız Yıldız Ersoy Canpolat çeviride muazzam bir iş çıkarmış diyemeyeceğim. Kitabın anlamakta güçlük çektiğim paragrafları sanki çeviriden kaynaklıymış gibi geldi, ne kadar garip çevirmiş dediğim kısımlar oldu. Borges’in garip cümlelerinden de olabilir ama, yalnızca not olarak ekleyim dedim. Kitaba gelirsek;

Arka kapağında yazan “fantastik edebiyatla harmanladığı öykü kitabı” diye geçiyor, ben de bu öyküleri fantastik öyküler sanıyordum. Fantastik ögeler var, ama fantastik öyküler değil bunlar. Ön kapağındaki güzel resim de bu yanılgıya düşmemi sağladı. Bu kitap aslında bir büyülü gerçekçilik kitabı. Bitmeyen kitaplar, kişinin genç haliyle diyaloğu, canavarlar yalnızca gerçek dünyayı yansıtmak için var, yani kulağa zıt gelse de sıradanı sergilemek için kullanılmış büyülü bir dil.

İlk okuduğum Borges kitabıydı ve bunun kurbanı olduğumu düşünüyorum. Hikayelerin ne demek istediğini az çok anladığımı düşünüyorum, gerçekten beğendiğim hikayeler vardı. Öteki, Kongre, Armağanlar Gecesi, Yorgun Bir Adamın Düşülkesi, There Are More Things öyküleri nispeten anlatmak istediğini direkt anlattığı hikayelerdi ve bu sebeple en beğendiklerim (en iyi anladığım için) oldu. Fakat diğer öyküleri beğenmedim desem haksızlık yapacağımı düşünüyorum. Çünkü, bu his her kitapta gelmez bana, diğer öyküler ağırlık sahibi öykülerdi. Borges’in demek istediğinin çok azını anlayabildim o öykülerde, mesela Undr, Ayna ve Maske öyküleri. Yalnızca çok iyi olduğunu düşündüğüm birkaç öyküyü not edip daha sonra tekrar okuyacağım.

Bir de şunu eklemek istiyorum. Öyküleri bir anlatıcı eşliğinde anlatması güzel bir şey, birinde “Elyazmasını şurada buldum böyle diyor”, “Hikayemiz aslında şurada başladı” benzeri cümleler var öykülerin başında. Fakat istisnasız her öyküde bunu denemesi bir noktadan sonra tekrar hissi yaratmadı değil.

Harika bir öykü kitabıydı diyemesem de şunu demek istiyorum: Bu kitaba saygı duydum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder