26 Ocak 2018 Cuma

Tünel, Sabato - Kitap Yorumu

"Her şeye rağmen, sadece bir tane karanlık ve yalnız tünel vardı; benim ki, çocukluğumun, gençliğimin ve geriye kalan bütün hayatımın geçtiği tünel."*


Ayrıntı Yayınları'nı başarılı buluyorum, bu yayını da güzel bir çeviriye ve sorunsuz bir baskıya sahip. Kitaba gelirsek;

Çok başarılı bir eser; başarılı derken, edebi açıdan değil, tabii ki de edebi açıdan da epey başarılı fakat ben başka bir konuya değineceğim, bir hastanın iç dünyasını, yani düşünme biçimini ve mantık ve gerçeklik algısını, aynı şekilde bunların dış dünyaya yansımasını, ağzından çıkan her cümleden ses şiddetinin dengesizliğine değin bu kadar gerçekçi anlatması kitabı bu kadar başarılı kılan. İkna edebilirlik bir romanın en önemli parçalarından biridir (kimisine göre en önemli) ve bu kitap okuyucuyu kendisinin gerçek olduğuna, ya da kurgu olmadığına kusursuz bir şekilde ikna ediyor.

Kitap aklıma biraz da Faust'un açılışındaki bir cümleyi getirdi: "Felsefe, hukuk, tıp, hatta teolojiyi bile bitirdim. Buna karşın, eskiden neysem oyum yine!" Aynı varoluşsal problemi ressamımız da yaşıyor olabilir. Beğenilen resimler yapıyor, birçok hayranı var, yine de hala her zaman ki o! Eskiden olduğundan hiçbir farkı yok, hala kimse onu anlamıyor. Ne yazık ki Mefisto'su da yok yardım edecek! Böylelikle onu anladığını düşünen ilk kişiye koşulsuz bağlanıyor. İki kişi aynı problemin kurbanı ise ikisinin de yükü hafifleyebilir, ressamımızın María'ya bağlanmasının tek sebebi kendi sıkıntılarından kurtulmak; varoluşsal anlamı, yani en temelde bütün insanların ne için yaşadığını anlayabilir, ya da en azından bu temel sorunun bilinçaltını yönlendirerek getirdiği diğer problemleri gözardı edebilecek hale gelebilir. Bu da kahramanımız ile harika bir uyum sağlıyor, çünkü zaten bu derece bencil olması gerektiğini düşünürdük. O derece bencil ki bu kadar ümit bağladığı bir cevap arayışının yarım kalmasına asla tahammül edemiyor ve empati yeteneğinin tamamen yok olmasına sebep oluyor.

İronik kısmı ise şu: Kitap hem sağlıklı hem de sağlıksız bir zihinle okunabiliyor, fakat vardıkları nokta birbirinden o kadar da farksız değil. Olayların nedenleri garipsenirken aynı zamanda makul geliyor ve bu noktada "Sabato gerçekten ne anlatmak istiyor?" diye sorulabiliyor. Bir insan bildikçe derdi artar şeklinde de düşünüyorum Castel'in durumunu. Açık kapılar birçok oda görmemize olanak tanıyor, onlardan biri Castel'in hastalığının sebebi. Ya da bir çok şeyin farkında olmasının bir sonucu mu demeli?



(*: Ayrıntı yayınlarının değil, kendi çevirimdir.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder